Antalya'nın sadece deniz ve kumdan ibaret olmadığını keşfettiğinizde, sizi doğa ve tarihle iç içe bir yolculuğa çıkaracak bu rotaları çok seveceksiniz. Bir zamanlar Likya Uygarlığı'na ev sahipliği yapmış bu topraklar, yürüyüş ve keşif severler için adeta bir cennettir. İşte size, hem ruhunuzu dinlendirecek hem de tarihin derinliklerine yolculuk yapmanızı sağlayacak beş fantastik rota:
1. Likya Yolu: Dünyanın En İyi 10 Yürüyüş Rotasından Biri
Fethiye'den başlayıp Antalya'ya kadar uzanan Likya Yolu, yaklaşık 540 kilometrelik bir patika ağıdır ve dünyanın en iyi uzun mesafeli yürüyüş parkurlarından biri olarak kabul edilir. Elbette tamamını yürümek aylar sürse de, yolun Antalya bölümünde yer alan kısa etaplar bile eşsiz bir deneyim sunar. Özellikle Olympos - Adrasan veya Çıralı - Tekirova gibi rotalar, hem doğa manzaraları hem de tarihi kalıntılarla doludur. Bu yolda yürürken, Phaselis gibi antik kentlerin kalıntılarını görebilir, binlerce yıllık uygarlıkların izlerini takip edebilir ve eşsiz Akdeniz manzaraları eşliğinde huzur bulabilirsiniz. Bu parkur, yürüyüş ayakkabılarınızı giyip tarihe doğru bir adım atmak için sizi bekliyor.
2. Sazak Koyu Yürüyüşü: Gizli Bir Cennete Yolculuk
Adrasan'dan tekneyle ulaşılabilen Sazak Koyu, berrak turkuaz suları ve el değmemiş doğasıyla saklı bir cennettir. Buraya genellikle tekne turları düzenlense de, biraz macera arayanlar için muhteşem bir yürüyüş rotası da bulunur. Adrasan'ın plajından başlayıp ormanlık patikalardan geçerek Sazak Koyu'na ulaşmak, sizi şehrin gürültüsünden tamamen uzaklaştıracaktır. Yaklaşık 1-2 saat süren bu yürüyüş boyunca Akdeniz'in en güzel manzaralarından bazılarına tanık olabilirsiniz. Yürüyüş sonrası koya vardığınızda ise tertemiz sularda yüzerek tüm yorgunluğunuzu atabilirsiniz. Yanınıza mutlaka yiyecek ve su almayı unutmayın, çünkü bu cennette market bulamazsınız.
3. Gömbe Yaylası: Serinlik ve Tarihin Buluşması
Antalya'nın yükseklerinde, Kaş'a yakın bir konumda bulunan Gömbe Yaylası, yaz aylarının bunaltıcı sıcağından kaçmak için mükemmel bir alternatiftir. Elmalı ilçesine bağlı olan bu yayla, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda tarihi dokusuyla da dikkat çeker. Yüksek dağların eteklerinde yer alan Akdağ gibi doğal alanları keşfedebilir, yöre halkının yaylada kurduğu tezgahlardan taze meyve ve sebze alabilirsiniz. Yaylanın yakınında bulunan ve Gömbe Şelalesi olarak bilinen Yeşilgöz de mutlaka görülmesi gereken bir doğa harikasıdır. Burası, serin havayı soluyarak doğa yürüyüşü yapmak ve yöresel kültürü deneyimlemek isteyenler için ideal bir kaçış noktasıdır.
4. Selge Antik Kenti ve Köprülü Kanyon Yürüyüşü
Köprülü Kanyon'un sadece rafting için değil, aynı zamanda tarihi bir yürüyüş için de eşsiz bir nokta olduğunu biliyor muydunuz? Nehrin batı yakasında yer alan Selge Antik Kenti, dağlık bir bölgeye inşa edilmiş etkileyici bir Pisidya kentidir. Roma tiyatrosu, agorası ve anıtsal mezarlarıyla antik kent, doğanın ve tarihin iç içe geçtiği muhteşem bir manzaraya sahiptir. Özellikle tiyatronun kalıntıları arasından Köprülü Kanyon'un muhteşem manzarasını seyretmek, unutulmaz bir deneyimdir. Bu bölgede yapacağınız yürüyüş, hem tarihi kalıntıları keşfetmenizi hem de kanyonun büyüleyici doğasına tanık olmanızı sağlar.
5. Faselis Antik Kenti: Deniz ve Tarihin Kucaklaşması
Kemer yakınlarında bulunan Faselis Antik Kenti, denize nazır konumuyla diğer antik kentlerden ayrılır. Üç limanıyla önemli bir ticaret merkezi olan Faselis, çam ağaçlarının arasında yer alan kalıntıları ve eşsiz plajlarıyla bilinir. Yürüyüşünüz sırasında Roma tiyatrosunu, agorayı ve su kemerlerini görebilir, ardından antik limanların yanındaki koylarda serinleyebilirsiniz. Faselis, hem tarih hem de deniz tatilini bir arada sunan nadir yerlerden biridir. Antik kentin içinde yapacağınız yürüyüşler ve sonrasında masmavi sulara dalış, eşsiz bir gün geçirmenizi sağlayacaktır.
Bu fantastik rotalar, Antalya'nın sandığınızdan çok daha fazlası olduğunu kanıtlıyor. Peki, sizin yürüyüş ayakkabılarınızı giyip keşfetmek istediğiniz ilk rota hangisi olacak?